Katar saldırısının şifreleri: İsrail ve ABD basınındaki senaryolar

İsrail, ABD'nin Ortadoğu'daki en yakın müttefiki Katar'da Hamas liderliğini hedef aldı. Trump'ın saldırıyı durduramasının, uluslararası itibarına büyük bir darbe vurduğu belirtiliyor. Bu olay, Trump ile Netanyahu arasına güvensizlik tohumları ekebilir.

10 Eyl 2025 - 11:50 YAYINLANMA
Katar saldırısının şifreleri: İsrail ve ABD basınındaki senaryolar

İsrail, Hamas'ın, işgal altındaki Doğu Kudüs'te 5 kişinin öldüğü saldırısına yanıt olarak Katar'ın başkenti Doha'da Hamas liderliğine saldırı düzenledi.

Saldırıda, toplantı halindeki Hamas'ın ateşkes müzakere heyeti hedef alındı. Heyetin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de ateşkes için ilettiği teklifi tartışırken vurulduğu belirtildi.

Trump'ın, saldırı haberini kısa süre öncesinden aldığını, Katar'ı uyarmaya çalıştığını ancak saldırıyı engellemek için çok geç olduğunu söylemesi tartışma yarattı. Katar, Ortadoğu'daki en büyük ABD askeri üssüne ev sahipliği yapan ve ABD'nin önemli bir yatırımcısı olan değerli bir müttefik.

TRUMP MEMNUN DEĞİL

Amerikan CNN International'a göre Trump'ın, saldırıyı durduraması, uluslararası itibarına büyük bir darbe vurdu. Trump, Gazze için yeni bir ABD ateşkes planını müzakere eden üst düzey Hamas ekibinin hedef alındığı saldırının kendi kararı olmadığını ve bunu öğrendiğinde hemen Katar'a haber verdiğini aceleyle açıkladı. Trump, “Bu durumdan memnun değilim. Bu olayın gelişme şeklinden hiç memnun değiliz” dedi.

CNN'e göre İsrail'in Doha'da güpegündüz düzenlediği saldırı, yurtdışında korkulan, sert güç kullanan bir lider olarak Trump'ın imajını zedeleyebilir. Çünkü bu saldırı, Ortadoğu'daki en büyük ABD üssüne ev sahipliği yapan ve Beyaz Saray'ın talebi üzerine Hamas ile Trump'ın yakında bir anlaşmaya varılacağını öngördüğü bir plan üzerinde müzakere eden önemli bir ABD müttefikinin egemenliğini açıkça çiğnedi.

BEYAZ SARAY NEDEN ÖFKELİ?

Bu, Trump'a yönelik kişisel bir hakaret olmakla kalmadı, aynı zamanda Netanyahu'nun hedeflerini ABD'nin kritik güvenlik öncelikleri üzerinde tuttu. Netanyahu'nun danışmanlarından Ron Dermer'in pazartesi günü Trump'ın elçisi Steve Witkoff ile görüşmesine rağmen, ABD başkanını küçük düşürecek bir operasyondan hiç bahsetmemesi, bazı Beyaz Saray yetkililerini öfkelendirdi.

"ÇOK HASSAS BİR DÖNEMDE GERÇEKLEŞTİ"

Büyükelçi Edward Djerejian, CNN International'a verdiği demeçte, “Saldırılar, Trump yönetimi, başkan ve elçisi Witkoff'un başkanın kapsamlı bir ateşkes, tüm rehinelerin serbest bırakılması, esir takası ve Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi için çaba gösterdiğini açıkça belirttiği ateşkes müzakerelerinin çok hassas bir döneminde gerçekleşti” dedi.

Saldırının yankıları, İsrail'in Gazze'deki savaşını sona erdirmek için müzakere yoluyla barış sağlanması umudunu kesin olarak sona erdirecek gibi görünüyor. Bunun da Netanyahu'nun saldırıyı önermesinin bir nedeni olabileceği, Gazze'de hâlâ hayatta olan İsrailli rehineler için ağır sonuçlar yaratabileceği belirtiliyor.

TRUMP-NETANYAHU İLİŞKİLERİ BOZULABİLİR

Bu olay, ABD başkanı ile İsrail başbakanı arasındaki ilişkileri bozabilir ve İsrail ile önemli müttefiki ABD arasında güvensizlik tohumları ekebilir. Analize göre saldırı, Trump'ın İsrail ile Hamas arasında tarafsız bir arabulucu olarak sahip olduğu tüm güvenilirliği yok edebilir ve Katar'ın barış görüşmelerinden çekilmesine neden olabilir.

KÖRFEZDE SORULAR YÜKSELECEK

Öte yandan Amerika'nın en yakın Ortadoğu müttefiki olan Katar, bu saldırıyı bir ihanet olarak görecektir. Ayrıca Trump'ın Arap dünyasında takip ettiği kişisel ve siyasi çıkarları için de olumsuz sonuçlar doğabilir.

CNN' göre iş ve eğlence merkezi olan Körfez'deki diğer devletlerin liderleri, İsrail'in ABD garnizonunun gözü önünde Katar'a cezasız bir şekilde saldırı düzenleyebiliyorsa, sıradaki hedeflerinin kendileri olup olmayacağını merak edeceklerdir. Eski NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı emekli Amiral James Stavridis, “İsrailliler bu saldırıyı gerçekleştirmekle oldukça büyük bir bedel ödedi” dedi.

KRİTİK NOKTA SALDIRININ YERİ

İsrail'in Haaretz gazetesine göre ise İsrail'den binlerce kilometre uzakta gerçekleştirilen saldırı, haziran ayında İran ile yaşanan savaş ve İsrail'in Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik tekrarlanan saldırıların ardından, artık olağanüstü bir başarı olarak görülmüyor. Bu seferki saldırıyı farklı kılan şey, saldırının yeri: Netanyahu'nun İsrail ile karmaşık ilişkiler içinde olduğunu söylediği Katar toprakları.

İsrail, Katar ile diplomatik kanalları açık tutmak için şimdiye kadar Doha'da bu tür eylemlerden kaçınmıştı.

Şimdi kritik sorular, gelecekteki müzakereler ve savaşın gidişatı üzerindeki etkisini ilgilendiriyor. Katar, ilerleme kaydedilememesi ve Netanyahu'nun ABD destekli kısmi veya kapsamlı anlaşma önerileri konusunda defalarca geri adım atmasını gerekçe göstererek, olası bir ateşkes için arabuluculuk çabalarından çekileceğini açıkladı.

"BATI ŞERİA LİDERLİĞİ ETKİ KAZANABİLİR"

Hamas liderliğine yönelik kapsamlı bir saldırının, şu anda hayatta kalan son üst düzey askeri komutanı İzzeddin el-Haddad'ın liderliğindeki Gazze'deki grubun komuta yapısı üzerindeki güç dengesini değiştirebileceği ifade ediliyor. Ancak, Gazze Şeridi dışındaki grup liderliği, el-Haddad'dan daha sert bir tutum sergilemiyor.

Hamas içinde kararlar, Batı Şeria'daki liderlik ve İsrail'de tutuklu bulunan üyeler gibi diğer güç merkezlerinin de katkılarıyla toplu olarak alınıyor. Haaretz'e göre İronik bir şekilde, bu savaş sırasında İsrail tarafından büyük ölçüde hedef alınmayan grubun Batı Şeria liderliği, daha büyük bir etkiye sahip olarak ortaya çıkabilir.

"PARMAKLARINA HAFİF BİR VURUŞ"

BBC'ye göre ise Doha'daki saldırı, Netanyahu ve hükümetinin sadece Gazze'de değil, tüm "cephelerde" Amerikan desteğiyle ordunun iradesini uygulayabileceğinden emin olduklarının bir işareti. Doha saldırısı, Beyaz Saray'dan nadir görülen bir kınama aldı. Katar, büyük bir ABD askeri üssüne ev sahipliği yapan ve ABD'nin önemli bir yatırımcısı olan değerli bir müttefik.

Ancak Netanyahu, dinlemesi gerektiğini düşündüğü tek lider olan Donald Trump'ın, diplomatik açıdan "parmaklarına hafif bir vuruşla" yetineceğini hesaplıyor gibi görünüyor.

FİLİSTİN DEVLETİNİN TANINACAĞI BM ZİRVESİ YAKLAŞIYOR

Diğer yandan İsrail'in Gazze'deki saldırıları devam ediyor. İngiltere, Fransa, Kanada, Avustralya ve diğer Batı ülkeleri tarafından 22 Eylül'de, Birleşmiş Milletler'de Filistin'in bağımsızlığının tanınması planı yaklaşırken, Netanyahu'nun aşırı milliyetçi kabine müttefikleri, Batı Şeria'daki işgal altındaki Filistin topraklarının ilhakı ile yanıt verilmesi yönündeki çağrılarını iki katına çıkaracak.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: